ui sözlük___1 Hitskin_logo Hitskin.com

Bu Hitsikin.com temayı önceden görmekte fırsat veriyor.
Tema yerleştirmekTemanın fişine geri dönmek

ÇÜ - Uluslararası İlişkiler
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ÇÜ - Uluslararası İlişkiler

Çukurova Üniversitesi öğrencilerinin buluştuğu platform..
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ui sözlük___1

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
paSHan

paSHan


Mesaj Sayısı : 203
Yaş : 35
Bölüm : Uluslararası İlişkiler
Sınıf : 2. Sınıf
Rep :
ui sözlük___1 Left_bar_bleue1 / 1001 / 100ui sözlük___1 Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 06/11/08

ui sözlük___1 Empty
MesajKonu: ui sözlük___1   ui sözlük___1 Icon_minitimePtsi Kas. 24, 2008 12:44 pm

Adalet Divanı (Court of Justice)
Adalet Divanı, üye ülkelerin üzerinde uzlaşmaya vardığı ve altı yıl için atanan 15 yargıç ile onlara yardımcı olan 9 savcıdan oluşur. Adalet Divanı’nın iki temel işlevi vardır: Avrupa kurumları ve hükümetlerinin kullandıkları araçların Kurucu Antlaşmalar ile çelişkili olup olmadığını denetlemek ve bir ulusal mahkemenin isteği üzerine Topluluk hukuku hükümlerinin geçerliliğini teyid etmek ya da bu hükümlere ilişkin yorum yapmak. Adalet Divanı, Birinci Derece Mahkemesi tarafından desteklenir. Bu mahkemenin temel görevi ise Avrupa kurumları arasındaki idari uzlaşmazlıklar ve rekabet kurallarından doğan anlaşmazlıkları çözümlemektir.
Topluluk kurumları ile Topluluk üyesi ülkelerin Adalet Divanı’na başvurma hakkı vardır. Komisyon ya da üye ülkelerden biri, herhangi bir üye devletin Kurucu Antlaşmalardan doğan yükümlülüklerine aykırı davrandığı görüşünde olması halinde Adalet Divanı’na başvurabilir. Ayrıca herhangi bir Topluluk kurumunun Kurucu Antlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle, üye ülkeler ya da diğer bir Topluluk kurumu Adalet Divanı’nda dava açabilir. Ayrıca, üye ülke mensubu gerçek ve tüzel kişilerin, Topluluk kurumlarının kendilerini doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiren kararları hakkında Adalet Divanı’na başvurma hakkı vardır. Bunların yanısıra, ön karar yöntemi çerçevesinde üye ülkelerin yargı organları, Topluluk hukuku metinlerinin yorumlanması için Adalet Divanı’na başvurabilir. Adalet Divanı’nın aldığı kararlara karşı temyiz olanağı yoktur.
Adalet ve İçişleri Alanında İşbirliği (Cooperation in the Fields of Justice and Home Affairs)
Adalet ve İçişleri, Maastricht Antlaşması ile geliştirilen yeni bir güçlendirilmiş işbirliği alanıdır. Bu işbirliği, AB'yi kişilerin serbest dolaşımı ilkesinin uygulandığı bir özgürlük ve güvenlik alanı haline getirmeyi amaçlamaktadır.
Bu kapsamda:
• Mülteci politikası,
• Üye ülkeler dış sınırlarının aşılmasına ilişkin kurallar,
• Göç politikası,
• Uyuşturucu ile mücadele,
• Uluslararası hile ile mücadele,
• Ceza hukuku ve medeni hukuk alanlarında işbirliği,
• Gümrük alanında işbirliği,
• Polisiye alanlarda işbirliği
öngörülmektedir.
Adalet ve İçişleri Alanında İşbirliği'ne İlişkin Sözleşme (Convention on Cooperation in the Fields of justice and Home Affairs)
Adalet ve İçişleri alanında işbirliği çerçevesinde Konsey, sözleşmeler hazırlayarak üye ülkelere bu sözleşmeleri kabul etme önerisinde bulunabilir. Maastricht Antlaşması’nın K.3 maddesine göre hazırlanan Sözleşmeler, madde 220 temelinde hazırlanan sözleşmelerden farklılık gösterirler. Temel fark K.3 maddesi çerçevesinde düzenlenen sözleşmelerin Konsey tarafından hazırlanması ve daha fazla konuyu kapsayabilmesidir (K.1 maddesinde sıralanan tüm alanlar). Bu sözleşmeler, Adalet Divanı’na ilgili sözleşme hükümlerini yorumlama ve uygulamada karşılaşılacak uzlaşmazlıklara ilişkin karar alma yetkisi verebilir. Adalet Divanı’nın bu alandaki yasal yetkileri, sözleşmeye taraf olan devletlerin önceden anlaşmasına bağlıdır.
Amsterdam Antlaşması’yla, adalet ve içişlerine ilişkin hükümler tadil edilmiştir. Bu değişiklikler sonucunda sözleşmeler, yalnızca suça ilişkin konularda güvenlik güçleri ile adalet alanında işbirliğini kapsamakta ve yeni bir hüküm olan K.6 maddesine göre kabul edilmektedir. Ayrıca Sözleşmeler konusunda Avrupa Parlamentosu’na da danışılmakta ve Adalet Divanı’na sözleşmeleri yorumlama yetkisi verilmektedir.
Yakın dönemde AB’ye üye olmak için başvuran ülkeler şunlardır:
Türkiye- 14 Nisan 1987;
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi- 3 Temmuz 1990;
Malta- 16 Temmuz 1990;
İsviçre- 20 Mayıs 1992 (İsviçre’nin, 6 Aralık 1992 tarihli referandumla Avrupa Ekonomik Alanı’na katılımı reddetmesiyle adaylığı askıya alınmıştır);
Liechtenstein- 28 Eylül 1992 (İsviçre’nin Avrupa Ekonomik Alanına katılımı reddetmesiyle Liechtenstein’ın adaylığı askıya alınmıştır);
Macaristan- 31 Mart 1994;
Polonya- 5 Nisan 1994;
Romanya: 22 Haziran 1995;
Slovakya: 27 Haziran 1995;
Letonya- 13 Ekim 1995;
Estonya- 24 Kasım 1995;
Litvanya- 8 Aralık 1995;
Bulgaristan- 14 Aralık 1995;
Çek Cumhuriyeti- 17 Ocak 1996;
Slovenya: 10 Haziran 1996.
Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Slovakya, Estonya, Letonya, Litvanya, Slovenya, GKRY ve Malta Aralık 2002’de gerçekleştirilen Kopenhag Zirvesi’nde katılım müzakerelerini tamamlamışlar ve 16 Nisan 2003 tarihinde Atina’da Katılım Antlaşması’nı imzalamışlardır. Söz konusu 10 ülke 1 Mayıs 2004 tarihinden itibaren AB’ne tam üye olacaktır.
10-11 Aralık 1999 tarihinde düzenlenen Helsinki Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde, Türk mevzuatının AB müktesebatı ile uyumlaştırılması kapsamında AB müktesebatının analitik incelenmesine yönelik bir sürecin hazırlanması kararlaştırılmıştır. 11 Nisan 2000 tarihinde, Lüksemburg’da yapılan Türkiye-Avrupa Birliği Ortaklık Konseyi’nde alınan karar ile AB müktesebatının analitik incelemesini gerçekleştirmek amacıyla 8 alt komite kurulmuştur.
• Tarım ve Balıkçılık Alt Komitesi
• İç Pazar ve Rekabet Alt Komitesi
• Ulaştırma, Çevre ve Enerji Alt Komitesi
• Bölgesel Kalkınma, İstihdam ve Sosyal Politika Alt Komitesi
• Ekonomik ve Mali Konular, Sermaye Hareketleri ve İstatistik Alt Komitesi
• Teknolojik Yenilik, Eğitim ve Araştırma Programları Alt Komitesi
• Ticaret, Sanayi ve Avrupa Kömür Çelik Topluluğu (AKÇT) Ürünleri Alt Komitesi
• Gümrükler, Vergilendirme, Uyuşturucu Trafiği ve Kara Para Aklanmasının Önlenmesi Alt Komitesi
Alt komitelerin ilk tur toplantıları Haziran 2000 tarihinde başlamış, üçüncü tur toplantılar 2002 yılında tamamlanmıştır. Alt komite toplantılarında AB müktesebatı ayrıntılı olarak incelenmekte, müktesebatın uyarlanması ve uygulanması yönünde Türkiye’de sürdürülen çalışmalar değerlendirilmektedir. Alt komitelerin karar alma yetkileri bulunmamakla birlikte çalışmaları konusunda Ortaklık Komitesi’ne rapor sunmak zorundadırlar. Türkiye ile tarama süreci başlamamış olmakla birlikte, yapılan alt-komite çalışmaları tarama sürecine yakın bir işleve sahiptir (Üyelik müzakerelerinde AB, aday ülke tarafından AB müktesebatına uyum için gerekli yasa ve mevzuatın kabulü ve bunları uygulayacak idari kapasitenin oluşturulmasına önem vermektedir. Aday ülkelerin sağladığı uyum tarama süreci ile izlenmektedir).
Altılar (the Six)
Avrupa Topluluklarını kuran altı ülkeyi ifade eder: Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika, Lüksemburg. Bu sayı daha sonra İngiltere, İrlanda ve Danimarka’nın katılımıyla dokuz’a (1973), Yunanistan’ın katılımıyla ona (1981), Portekiz ve İspanya’nın katılımıyla onikiye (1986) ve Avusturya, Finlandiya ve İsveç’in katılımıyla onbeşe (1995) yükselmiştir.

Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası (ODGP): Savunma alanında askeri girişimlerin hedefleri yeniden tanımlanarak Petersberg Deklarasyonu çerçevesindeki misyonlar, AB savunma politikasının kapsamına alınmaktadır. Komuta ve kontrol fonksiyonlarının toplandığı Konsey Genel Sekreteri’ne ODGP Yüksek Temsilcisi ünvanı verilerek, bu görev bürokratik olmaktan çok siyasi bir konuma yükseltilmektedir. Dış politika alanında ise, Topluluğun dış ticaret müzakerelerindeki yetki alanı hizmetler ve fikri mülkiyet gibi yeni alanları kapsayacak biçimde genişletilmektedir.

Ankara Anlaşması (Ankara Agreement)
Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara’da imzalanarak 1 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe giren “Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında bir Ortaklık yaratan Anlaşma”dır. Anlaşma, o tarihte AET üyesi olan altı ülke (Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg) ile Türkiye arasında imzalanmıştır. Geleceğe yönelik bir çerçeve Anlaşma’dır. Ortaklığın aşama aşama geçeceği dönemleri (hazırlık dönemi, geçiş dönemi ve son dönem) ve bu dönemlerin çerçevesini çizmekte, hukuksal araçları belirlemektedir. Ankara Anlaşması 33 maddeden, Anlaşma eki ise, iki Protokol (Geçici Anlaşma ile Malî Protokol), bir Son Senet ve imza sırasında teati edilen iki mektuptan oluşur.
Ankara Anlaşması Geçici Protokolleri (Provisional Protocols of Ankara Agreement)
Ankara Anlaşmasına ekli iki geçici Protokol bulunmaktadır. 1 sayılı Protokol geçiş döneminin bir Katma Protokolle şart, usul, sıra ve sürelerinin saptanacağını belirtir ve Katma Protokolle ilgili diğer teknik konuları ele alır. 2 sayılı Protokol, Türkiye’nin Topluluğa ihraç ettiği geleneksel tarım ürünlerine açılan kontenjanları belirler, ayrıca Ortaklığın işleyişine ilişkin de bazı teknik hükümleri içerir.

Araştırma-Geliştirme Politikası (Research and Development (R&D) Policy)
AB’nin araştırma ve geliştirme politikası üç Kurucu Antlaşma’yla (AKÇT, EURATOM ve Avrupa Topluluğu’nu kuran Antlaşma’nın XV. Bölümü) belirlenen hükümlere dayanmaktadır. “Teknoloji” kavramı Avrupa Tek Senedi ile birlikte Topluluk hukukuna eklenmiş, Maastricht Antlaşması ise bu alandaki Topluluk hedeflerini geliştirmiştir. Bu alanda Topluluğun öncelikleri, Avrupa sanayiinin rekabet gücünün desteklenmesi ve teknolojik gelişmelere adapte olabilmek amacıyla araştırmaların yoğunlaştırılmasıdır.
Ar-Ge alanında Topluluk düzeyindeki girişimlerin koordinasyonu çeşitli araçlara dayanmaktadır:
• Araştırma ve teknolojik gelişme alanında çerçeve program: Birden fazla yılı kapsayan ve ilk kez 1984 yılında oluşturulan bu programlar, bilgi ve haberleşme teknolojisi, çevre, biyoloji, enerji (nükleer enerji dahil), ulaştırma ve araştırmacıların hareketliliği gibi çok farklı konularda oluşturulan spesifik programları koordine etmektedir. AB adayı ülkelerin katılımına açık olan 2002-2006 döneminde uygulanacak Bilimsel ve Teknolojik Gelişme Alanında 6. Çerçeve Programı’na Türkiye de katılmaktadır. Türkiye, programa katılıma dair Mutabakat Zaptı’nı, diğer aday ülkelerle birlikte 29 Ekim 2002 tarihinde Brüksel’de imzalamıştır. Mutabakat Zaptı 10 Ocak 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
• Ortak Araştırma Merkezi (JRC) ve EURATOM Tedarik Ajansı: Ortak Araştırma Merkezi, Komisyon’un belirli ihtiyaçlarını karşılayan sekiz araştırma enstitüsünden oluşmaktadır. Nükleer enerji (özellikle nükleer güvenlik) alanında etkin faaliyet gösteren kurum çevre, endüstriyel risk vb. alanlarda uzmanlaşan birimlerden kuruludur.
• COST: 1971 yılında oluşturulan bu işbirliği programının amacı, Avrupa’da ulusal araştırma önceliklerinin koordinasyonunun sağlanmasıdır. COST’un halihazırda 25 üyesi (AB üyesi onbeş ülke, İzlanda, Norveç, İsviçre, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Slovakya, Slovenya ve Türkiye) vardır.
• EUREKA: AB üyesi ülkeler, Rusya, İsviçre ve Türkiye dahil 26 ülkeden oluşan hükümetlerarası bir örgüttür. 1985 yılında kurulan örgütün amacı, iş yerleri ve araştırma kurumları arasında özellikle ileri teknoloji alanında ortaklıkların desteklenmesidir.
Ar-Ge alanında belirli programların tanımlanması ve ulusal eylemlerin koordinasyonu için Konsey, Komisyon’un önerisi üzerine Avrupa Parlamentosu ile Ekonomik ve Sosyal Komite’ye danıştıktan sonra nitelikli çoğunlukla karar alır. Amsterdam Antlaşması’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte, çerçeve programlar da bu yönteme göre onaylanmaya başlanmıştır.
Askıya Alma Hükmü (Suspension Clause)
Askıya Alma Hükmü, Amsterdam Antlaşması’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte Avrupa Birliği Kurucu Antlaşması’na eklenmiştir. Bu hüküm çerçevesinde, üye devletlerden herhangi birinin, AB’nin kuruluş temelini oluşturan ilkeleri (özgürlük, demokrasi, insan hakları, temel özgürlükler, hukuk devleti) ihlâl etmesi durumunda, bazı hakları askıya alınabilir (Konsey’de oy verme hakkı gibi). Buna rağmen, ülkenin üyelik çerçevesindeki yükümlülükleri bağlayıcı olmayı sürdürür.
Avrupa Anlaşmaları (Europe Agreements)
Avrupa Anlaşmaları, AB ile Merkez ve Doğu Avrupa ülkeleri (MDAÜ) arasında imzalanan özel ortaklık anlaşmalarıdır. İnsan haklarına saygı, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve pazar ekonomisine dayalı olan bu anlaşmaların amacı, taraf ülkeyi AB üyeliğine hazırlamaktır. Günümüze dek Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Polonya, Romanya, Slovakya ve Slovenya ile Avrupa Anlaşmaları imzalanmıştır.
Avrupa Anlaşmaları aşağıda belirtilen unsurlardan oluşmaktadır:
• ortak çıkara ilişkin konularda ikili ya da çok taraflı danışma ortamı sağlayan siyasi unsur;
• serbest ticaret alanı kurulmasını amaçlayan ticari unsur;
• ekonomik, kültürel ve mali alanlarda işbirliği;
• özellikle fikri mülkiyet ve rekabet kuralları açısından mevzuat uyumu.
Kurumsal düzenlemeler açısından incelendiğinde her Avrupa Anlaşması’nın genel idaresi bir Ortaklık Konseyi tarafından üstlenilir. Ortaklık Konseyi, bir yanda AB Konseyi ve Komisyonu yetkilileri, diğer yanda ise anlaşmanın imzalandığı ülkenin hükümet temsilcilerinden oluşur. Ortaklık Konseyi üyelerinden meydana gelen bir Ortaklık Komitesi ise alınan kararların işleyişini izler ve Ortaklık Konseyi toplantılarını hazırlar. Avrupa Parlamentosu ile Anlaşma’nın imzalandığı ülkenin ulusal parlamentosunun temsilcilerinden oluşan bir Ortak Parlamento Komitesi de Ortaklık Konseyi’ne tavsiyelerde bulunur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
paSHan

paSHan


Mesaj Sayısı : 203
Yaş : 35
Bölüm : Uluslararası İlişkiler
Sınıf : 2. Sınıf
Rep :
ui sözlük___1 Left_bar_bleue1 / 1001 / 100ui sözlük___1 Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 06/11/08

ui sözlük___1 Empty
MesajKonu: Geri: ui sözlük___1   ui sözlük___1 Icon_minitimePtsi Kas. 24, 2008 12:45 pm

Avrupa Birliği Genel Sekreterliği (General Secretariat for EU Affairs )
ABGS, Türkiye’nin AB üyeliğine hazırlanması çerçevesinde kamu kurum ve kuruluşlarının gerçekleştireceği çalışmalarda iç koordinasyonu sağlamanın yanı sıra, uyum çalışmalarının plan ve programlara uygun olarak gerçekleştirilmesi amacı ile Başbakanlığa bağlı olarak 4 Temmuz 2000 tarihinde kurulmuştur. 21 Mart 2003 tarihinde 25055 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan teskere ile ABGS Dışişleri Bakanlığı’na bağlanmıştır.
4 Temmuz 2000 tarih ve 24099 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ABGS Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’da, ABGS’nin Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde Dışişleri Bakanlığı’nca yürütülen dış ilişkilerin koordinasyonu ve katılım müzakereleri dahil tüm dış temas ve müzakereler kapsamında aşağıda belirtilen görevleri yürüteceği belirtilmiştir:
• Ulusal Program çerçevesinde, kamu kurum ve kuruluşlarınca yürütülecek iç uyum çalışmalarında plan ve programlara uygun olarak koordinasyonun sağlanması,
• Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine hazırlanması amacıyla oluşturulacak kurul ve komitelerin sekretarya hizmetlerinin yürütülmesi ve söz konusu kurul ve komiteler tarafından alınan kararların uygulanmasının yönlendirilmesi,
• Hükümetin ve oluşturulacak kurul ve komitelerin kararları doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemelerin yapılması,
• Görev alanına giren konularda sözleşme ile yurt içi veya yurt dışında gerçek ve tüzel kişilere araştırma, etüt ve tercüme işlerinin yaptırılması,
• Yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetlere ilişkin olarak tebliğ, genelge ve benzeri düzenleyici işlemlerin Başbakanlık vasıtasıyla yapılması.
Avrupa Birliği Komisyonu (European Union Agencies)
Avrupa Birliği Komisyonu girişim, uygulama, yönetim ve denetim yetkilerine sahip bağımsız bir organdır. Kurucu Antlaşmaların yürütme organı ve Topluluk çıkarlarının koruyucusudur. Yasa önerisinde bulunma, yasaları uygulama ve Antlaşmaların belirttiği hallerde karar alma yetkisi vardır. Komisyon (Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve İngiltere’den iki, diğer üye ülkelerden birer Komiser) 20 üyeden oluşur. Üye ülkeler arasında anlaşma ile beş yıl için seçilen Komisyon’un atanması için Avrupa Parlamentosu’nun onayı gereklidir. Komiserler, 24 genel müdürlük ile uzmanlaşmış departmanlardan oluşan bir yönetim kadrosu tarafından desteklenirler. Avrupa Birliği Komisyonu, Avrupa Parlamentosu’na karşı sorumludur. Parlamento’nun nitelikli çoğunluğu ile istifaya davet edilebilir. Avrupa Parlamentosu, üye devletlerin Komisyon Başkanı olarak atamak istedikleri kişinin yanısıra, Komisyon’u da bir bütün halinde onaylamak hakkına sahiptir.
Nice Antlaşması’nda yer alan Genişleme ile ilgili Protokol’de AB’nin 27 üyeli hale gelmesinden sonra Antlaşma’nın 231(1) maddesinin, Komisyon üye sayısının AB üye ülke sayısından az olması nedeniyle, eşitlik ilkesi çerçevesinde rotasyon sistemi kullanılacağı ve bu sistemin uygulama esaslarının Konsey’de oybirliği ile kabul edileceğinin eklenmesi ile değiştirileceği ifade edilmiştir. Ayrıca, Komisyon üye sayısının da Konsey tarafından oybirliği ile belirleneceği belirtilmiştir ve Antlaşma’da yapılacak olan her iki değişikliğin Birliğe 27. üye de katıldıktan sonra gerçekleşeceği vurgulanmıştır.
Avrupa Birliği Konseyi (Council of the European Union/Council of Ministers)
Bakanlar Konseyi olarak da adlandırılan Avrupa Birliği Konseyi, AB’nin temel karar alma kurumudur. Avrupa Birliği Konseyi yasama ve yürütme görevlerine sahiptir. Yasama yetkilerini Avrupa Parlamentosu ile, yürütme yetkilerini Avrupa Birliği Komisyonu ile beraber uygular. AB Konseyi Adalet ve İçişleri Alanında İşbirliği ile Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası konularında Ortak Tutum belirler. Birliğe üye olmayan ülkelerle görüşmelere karar verilmesi, izlenmesi ve sonuçlandırılması AB Konseyi’nin sorumluluğu altındadır.
AB’nin yasama sürecinde basit görüş/danışma (consultation), işbirliği (co-operation) ve ortak karar (co-decision) olmak üzere üç yöntem kullanılmaktadır. Yasama yöntemlerindeki temel farklılık Avrupa Parlamentosu’nun yetkilerinden kaynaklanmaktadır.
AB Konseyi kendi içinde oybirliği, nitelikli çoğunluk ve basit çoğunluk ile karar alır. Basit çoğunluk seyrek kullanılan bir yöntemdir. Oybirliği, AB Konseyi’nde bir kararın alınması için bütün üye devletlerin uzlaşmasını gerektirmektedir. AB’nin gelişimi içersinde oybirliğinin uygulama alanı önemli ölçüde sınırlandırılmıştır.
Nitelikli çoğunluk ise Konsey tarafından bir kararın alınması için gereken oy sayısını ifade etmektedir. Her üye ülkenin belirli sayıda oyu vardır. Buna göre, nitelikli çoğunluğun oluşabilmesi için 87 oyun 62 si gerekmektedir (%71). Genişlemenin ardından Konsey’de oy ağırlıkları Nice Antlaşması’nda yer alan Genişleme Hakkındaki Protokol ile belirlenmiştir. (bkz. Nitelikli Çoğunluk)
Halihazırda üye ülkelerin AB Konsey’indeki oy dağılımı aşağıda verilmektedir.
Yürürlükteki Oy Dağılımı
Almanya 10
İngiltere 10
Fransa 10
İtalya 10
İspanya 8
Hollanda 5
Yunanistan 5
Belçika 5
Portekiz 5
İsveç 4
Avusturya 4
Danimarka 3
Finlandiya 3
İrlanda 3
Lüksemburg 2

Haziran 2002 tarihinde yapılan Sevilla Avrupa Konseyi toplantısında AB Konseyi formasyonlarının;
• Genel İşler ve Dış İlişkiler,
• Ekonomik ve Mali İşler,
• Adalet ve İçişleri,
• İstihdam, Sosyal Politika, Sağlık ve Tüketici Konuları,
• Rekabetçilik (İç Pazar, Sanayi, Araştırma)
• Ulaştırma, Telekomünikasyon ve Enerji,
• Tarım ve Balıkçılık,
• Çevre,
• Eğitim, Gençlik ve Kültür alanlarını kapsaması kararlaştırılmıştır.
AB üyesi her ülke, sırayla Konsey Başkanlığını altı ay süresince üstlenir. Konsey toplantıları üye ülkelerin Daimi Temsilcilerinden oluşan Komite (COREPER) tarafından hazırlanır. Bu süreç esnasında üye devletlerin ulusal kamu görevlileri, COREPER’e yardımcı olur. Konsey ise Genel Sekreterliği tarafından desteklenir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
paSHan

paSHan


Mesaj Sayısı : 203
Yaş : 35
Bölüm : Uluslararası İlişkiler
Sınıf : 2. Sınıf
Rep :
ui sözlük___1 Left_bar_bleue1 / 1001 / 100ui sözlük___1 Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 06/11/08

ui sözlük___1 Empty
MesajKonu: Geri: ui sözlük___1   ui sözlük___1 Icon_minitimePtsi Kas. 24, 2008 12:45 pm

Avrupa Birliği'ne Yeni Üyelerin Kabulü (Maastricht Antlaşması'nın 0 Maddesi) : Accession of New Members to the European Union (Article 0 of the Maastrich Treaty)
Maastricht Antlaşması’nın O maddesi, AB’ye yeni üyelerin kabulünü düzenlemektedir. AB’ye üyelik başvurusunda bulunan bir ülkeyle katılım (üyelik) müzakerelerinin başlatılması için Konsey’in, Komisyon’a danıştıktan ve Avrupa Parlamentosu’nun uygun görüşünü aldıktan sonra oybirliğiyle karar alması gereklidir. Üyeliğin kabulü için gereken koşullar, geçiş süreleri, Kurucu Antlaşmalar üzerinde yapılacak değişiklikler, aday ülke ile üye ülkeler arasında imzalanacak bir antlaşmaya tâbidir. Tüm taraf ülkelerin anayasal düzenlemeleri uyarınca onaylanmasını takiben söz konusu antlaşma yürürlüğe girer.
Avrupa Birliği'nin Başkanlığı (Dönem Başkanlığı) : Presidency of the European Union (rotation of Presidency)
Avrupa Birliği’nin başkanlığı, altı ayda bir dönüşüm sistemi esas alınarak düzenlenmiş olup, her üye devlet bu süre boyunca Başkanlığı elinde bulundurur. Başkanlık bir görev olmasının yanısıra, her üye devletin Topluluk kurumlarının iyi işleyişine katkısını sağlar. Bugünkü durumda her üye devlet, yedi buçuk yılda bir dönem başkanlığı yapmaktadır. Avrupa Konseyi Başkanlık sistemi Avrupa için bir Anayasal Antlaşma (Anayasa) hazırlamakla görevli Konvansiyon’un üzerinde çalıştığı en önemli ve tartışmalı konulardan birini oluşturmaktadır. Sözkonusu başkanlığın yapısı, işleyişi ve süresine ilişkin detaylar, Konvansiyon çalışmalarının bitimini takiben gerçekleşecek olan Hükümetlerarası Konferans’ta kabul edilmesi planlanan Antlaşma ile nihai şeklini alacaktır.
Avrupa Birliği'nin Hukuki Kişiliği (Legal Personality of the European Union)
Avrupa Birliği’nin hukukî kişiliği sorunu, özellikle Avrupa Topluluğu’nun sözleşmelere katılma ve Antlaşmalar yapmak konusundaki ehliyetiyle bağlantılıdır. Gerçekten de, herbirinin hukukî kişiliği bulunan üç Topluluğu (AT, AKÇT ve EURATOM) ve hükümetlerarası nitelikte iki alanı (Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası, Adalet ve İçişlerinde İşbirliği) kapsayan Birliğin, uluslararası hukukta adına “treaty making power” denilen üçüncü devletlerle anlaşmalar yapma yetkisi yoktur. Hukukî kişilikle ilgili tartışmalar, AB’nin dışarıda daha etkin ve uyumlu bir şekilde hareket etmesini sağlayacak gerekli araçlarla teçhiz edilmesinin uygun olup olmadığına ilişkin görüşmeler çerçevesinde yer almaktadır.
Avrupa Birliği'nin Üç Sütunu (Three Pillars of the European Union)
Bu terimle, Avrupa Birliği Antlaşması’nın (Maastricht Antlaşması) aşağıdaki üç sütunu kastedilmektedir.
• Topluluk boyutu: Avrupa Topluluğu’nu kuran Antlaşma’da yer alan hükümlere tekabül eder: Birlik vatandaşlığı, Topluluk politikaları, Ekonomik ve Parasal Birlik v.b. (birinci sütun)
• Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası: Maastricht Antlaşması’nın V. Bölümü kapsamındadır. (ikinci sütun)
• Adalet ve İçişleri Alanlarında İşbirliği: Maastricht Antlaşması’nın VI. Bölümü kapsamındadır (üçüncü sütun).
Amsterdam Antlaşması, üçüncü sütun kapsamında yer alan bazı alanların “Topluluk Geçiş Köprüsü” adı verilen bir aktarım yoluyla birinci sütun kapsamında ele alınmasını mümkün kılmaktadır. Bu sayede suça ilişkin konularda polisiye ve adli işbirliği Topluluk boyutunda (birinci sütun) ele alınabilmektedir.
AVRUPA BİRLİĞİ'NİN ÜÇ SÜTUNU şeması için tıklayınız
Avrupa Çevre Ajansı (European Environment Agency)
Üye ülke hükümetleri ve Topluluk organlarının yanısıra, kamuoyunun da çevre ile ilgili konularda doğru bilgiye düzenli olarak ulaşabilmesi amacıyla, 1990 yılında Avrupa Çevre Ajansı kurulmuştur. Merkezi Kopenhag’da bulunan Avrupa Çevre Ajansı’nın başlıca işlevleri şunlardır:
• Üye ülkelerle birlikte Avrupa çapında çevre konulu bir bilgi ve gözlem ağı oluşturulması,
• Çevre ile ilgili verilerin kaydedilmesi, toplanması, değerlendirilmesi ve dağıtımı,
• Çevreye ilişkin istatistiki verilerin Avrupa düzeyinde birbirleriyle karşılaştırılabilir kılınmasının desteklenmesi,
• Çevre ile ilgili gelişmelerin önceden tahmin edilmesine yönelik tekniklerin geliştirilmesi ve uygulanması alanındaki faaliyetlere ivme kazandırılması.
Tüzel kişiliğe sahip olan Ajans, Topluluk çevre mevzuatı kapsamındaki tüm alanlarda araştırma ve incelemeler yaparak yıllık raporlar yayınlar. Bunun yanısıra Topluluğun çevre politikası, bu alandaki çeşitli uygulamalar, kullanılan araçlar vb. konularda kamuoyunun bilgilendirilmesi amacıyla elektronik ortamda ve basılı olarak yayınlar yapmaktadır. Aday ülkelerin ve uluslararası işbirliği çerçevesinde üçüncü ülkelerin Ajans’ın çalışmalarına katılımına izin verilmektedir. Türkiye diğer aday ülkelerle eşzamanlı olarak Avrupa Çevre Ajansı’na katılım anlaşmasını 9 Ekim 2000 tarihinde imzalamıştır. Türkiye’nin Avrupa Çevre Ajansı’na katılımı ile ilgili karar 28 Ocak 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Avrupa Ekonomik Alanı (European Economic Area)
AET üyesi devletlerle EFTA üyesi devletlerin Bakanları ve Avrupa Komisyonu, 9 Nisan 1984 tarihinde Lüksemburg’da kabul ettikleri bir bildiriyle Avrupa Ekonomik Alanı (A.E.A.) kurulmasını kararlaştırmışlardır. AET ile EFTA arasında 1973 yılında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması’ndan bu yana sanayi ürünleriyle bazı işlenmiş tarım ürünleri esasen serbestçe dolaşabiliyordu. EFTA ülkeleri, 1 Ocak 1988 tarihinde Topluluğun bütünleştirilmiş gümrük tarifesini (TARİC) ve uygulama kurallarını da kabul etmişlerdi. Ürünlerin menşei ile ilgili ortak kurallar da saptanmıştı.
2 Şubat 1988 tarihli Brüksel Bakanlar toplantısında Avrupa Ekonomik Alanı’nın amaçları şöyle saptanmıştır:
• EFTA üyelerinin Avrupa Tek Pazarına katılmalarının sağlanması (ticarette teknik engellerin kaldırılması, formalitelerin basitleştirilmesi, rekabet, kamu piyasaları ve devlet yardımlarının denetimi ile ilgili bazı Topluluk kurallarının daha uygun biçimde uygulanması)
• Topluluk politikalarının (ulaştırma, araştırma ve geliştirme, tarım ve balıkçılık, enerji, çevre, meslekî eğitim, eğitim, fikrî mülkiyet) EFTA ülkelerini kapsayacak biçimde genişlemesi.
Avrupa Ekonomik Alanı Anlaşması, 2 Mayıs 1992 tarihinde Porto’da imzalanmış ve 1 Ocak 1993 tarihinde yürürlüğe girmiştir (İsviçre referandum sonucu Anlaşmaya katılmayı reddetmiştir).
Avrupa Ekonomik Topluluğu-AET (European Economic Community-EEC)
Avrupa Ekonomik Topluluğu, 25 Mart 1957 tarihinde imzalanan Roma Antlaşması ile kurulmuştur. Topluluk, Altı kurucu üye arasında, ekonomi politikalarının yaklaştırılmaları yoluyla bir ortak pazarın kurulmasını, ekonomik faaliyetlerin uyum içinde gelişmesini, dengeli ve sürekli bir gelişme sağlanmasını, istikrarın artmasını, Topluluk üyesi ülkeler arasındaki ilişkilerin daha sıkılaştırılmasını öngörmektedir .
Bu amaca ulaşmak için AET Antlaşması, yürürlük tarihinden (1 Ocak 1958) itibaren 12 yıllık bir geçiş dönemi içinde malların, kişilerin, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımının sağlanmasını ve sosyal Avrupa’nın kurulmasını öngörmüştür. Geçiş döneminde ortak tarım ve ulaştırma politikaları saptanacak, üye devletlerin ekonomi politikaları ve gerekli ulusal mevzuatları yakınlaştırılacak ve rekabetin bozulmamasına ilişkin önlemler alınacaktır.
AET Antlaşması’yla, Topluluğun işlemesi için gerekli organlar da (Avrupa Parlamentosu, Topluluk Konsey ve Komisyonu ve Adalet Divanı) kurulmuştur.
Avrupa Ekonomik Topluluğu, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu ile, Avrupa Topluluklarını oluşturan üç Topluluktan biridir.
Birleşme (Füzyon) Antlaşması’nın yürürlüğe girmesiyle (1 Temmuz 1967) AET’nin yürütme organları diğer iki Topluluğun yürütme organlarını da içine almıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ösgee
Admin
ösgee


Mesaj Sayısı : 154
Yaş : 35
Bölüm : Uluslararası İlişkiler
Sınıf : 2.Sınıf
Rep :
ui sözlük___1 Left_bar_bleue1 / 1001 / 100ui sözlük___1 Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 30/10/08

ui sözlük___1 Empty
MesajKonu: Geri: ui sözlük___1   ui sözlük___1 Icon_minitimeC.tesi Kas. 29, 2008 11:38 pm

NATO (İngilizce resmi: North Atlantic Treaty Organization, Fransızca resmi: Organisation du Traité de l'Atlantique Nord ("OTAN") ve Türkçe: Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün kısaltması), resmen açıklanmasa da II. Dünya Savaşı sonrası oluşan politik ayrımda, İngiliz Lord Ismay'ın deyişi ile "Rusları dışarıda, Almanya'yı alaşağı edilmiş halde ve ABD'yi içeride" tutmak için kurulmuştur. Yani amaç salt SSCB'ye karşı güvenlik değil, aynı zamanda Avrupa'nın güvenliği için ABD'nin katkı koymasını sağlamak, Almanya'nın yeniden silahlandırılmasını bölgeye tehdit oluşturmadan gerçekleştirmektir. Çünkü bilindiği gibi o dönemde ABD kongresi ve kamuoyu ülkenin Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkilere karışmasını istemiyordu.

9 Nisan 1949'da Washington Antlaşması ile kurulan NATO bir kollektif savunma örgütü olarak bilinmektedir. Kurucu antlaşmanın özellikle 3., 4., ve 5. maddeleri önemlidir. Bu maddelerle üye ülkeler, ortak savunma için yeteneklerini gelistirmeye, herhangi bir uyenin toprak butünlüğu, siyasi bagimsizlik ve guvenligi tehlikede oldugunda bir araya gelmeyi ve herhangi birine saldırıldığında bu saldırıya hepsine karsi yapilmis bir salidiri olarak kabul etmeyi taahhut etmislerdir.

NATO'nun kuruluşuna karşı, SSCB ve Doğu Bloğu ülkeleri, kendi savunma anlaşmalarını yapmışlar ve Soğuk Savaşın yol açtığı kutuplaşma iyice belirginleşmiştir. Varşova Paktı olarak bilinen bu anlaşma, 1955'ten 1991'e kadar varlığını sürdürmüştür.

Türkiye ve Yunanistan 1952 yılında eş zamanlı olarak NATO'ya kabul edilmiştir. Batı Almanya da 1955 yılında Türkiye'nin onayı alınarak NATO'ya üye olarak kabul edilmiştir. Sadece demokrasi ile yönetilen Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinin bulunduğu bu ittifaka, İspanya, Franko diktatörlüğü yıkıldıktan sonra, 1982 yılında katılmıştır.

NATO'nun etkinlği dış güvenlik ile sınırlı kalmamıştır. 1950'li yıllarda İtalya'dan başlayarak NATO ülkelerinde gizli Özel Harekat daireleri kurulmuştur. Gladio adı ile anılan bu birimler ülkelerdeki devrimci sol hareketler başta olmak üzere her tür muhalefete karşı bir önlem olarak oluşturulmuştur. Bu birimler aynı zamanda Derin Devlet kavramının da ortaya çıkmasında büyük rol oynamıştır. Pek çok ülkede daha sonra bu birimler ortaya çıkarılarak sorumluları yargılandıysa da, Türkiye dahil çoğu ülke bu süreci henüz yaşamamıştır. NATO, Soğuk Savaş sonrası Gladio kurumlarının dağıtıldığını iddia etse de, bu birimlerin şu anki durumu hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır.
........
daha geniş bilgi için bknz : http://tr.wikipedia.org/wiki/NATO
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ui sözlük___1
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ÇÜ - Uluslararası İlişkiler :: Uluslararası İlişkiler :: Uİ Konuları, Terimler-
Buraya geçin: